Ana içeriğe atla

DEVLERİ NE ZAMAN DEV OLARAK GÖRÜRÜZ?

Suyun yolunu kesen iki dev,bir damla su vermiyor.

Cesur savaşçılar, büyücüler, kahinler ve diğerleri. İmkanı yok, devleri bir türlü geçemiyorlar.

Kral, krallığını göstermek zorundadır. Halk meydana dökülür ve kral devlere doğru adım adım ilerlemeye başlar.

Kralın içindeki korku, arkasında duran ordudan daha güçlüdür ve onu durdurur. 

Devler korkunç sesler çıkarıp, krala geri dön çağrısı yapıyor. Kral derin bir nefes alıp devlere doğru adım atmaya devam eder.

Her adımda daha da yükselen devlerin sağır edici sesi, kralın onlara doğru daha hızlı adım atmasını sağlar.

Kan ter içinde devlerin yanına vardığında, telaştan göremediği bir şeyi farkeder. Devler artık insan boyunda küçülmüştür. 

Her elini bir devin boğazından tutacak şekilde uzattığında, devlerin, birer parmak büyüklüğünde küçüldüklerini görür.

Sağ avucuna birini, sol avucuna birini alır ve şaşkınlık içinde devlerin komik haline gülüp kahkaha atmaya başlar.

"Nasıl oldu da o devasa büyük halinizden böyle parmak kadar küçüldünüz?" diye sorar Kral.

"Bizim gerçek boyutlarımız bu kadardır, sesimiz de bir çakılın kuma düşmesi kadar basittir" cevabını devlerin ağzından duyan Kral;

"ama bu nasıl olur?" der.

İki dev şöyle cevap verir;

"Bizi dev haline getiren insanlardır. Çünkü birimizin adı korku, diğerinin adı umutsuzluktur"

"İnsanlar korkuları büyütüp umutsuzluğa düşerler, Umutsuzluk ise korkuyu daha da büyütür. Siz bunları aştığınız için bizi gerçek boyutlarımızda görüyorsunuz, ama isterseniz halkınızı buradan geçmeye davet edin, hala bizi dev olarak görürler."

Kral halkını yoldan geçmesi için davet etse de hiç kimse yoldan geçemez. Çünkü onların içindeki korku hala dev olarak durmaktadır.

Kemal POLAT tarafından yeniden yorumlanmış eski bir hikayedir

Tags